Fizikî görünümünüzün aynada yansıması gibi, var oluşunuzun da dijitalde çeşitli yansımaları var. E-devlet’ten posta hesaplarınıza, şahsî hesaplarınızdan bloglara, yönettiğiniz kurumların dijital dünyadaki birer özeti olan web sitelerine kadar, bu yansımanın nasıl iliklerimize işlediğini görüyoruz. Artık teknolojiden kaçamıyorsunuz.
Geleneksel mecrâları kullandığımızda, dijitaldekinden çok daha yüksek bütçeler harcadığımız bir gerçek. Ancak dijitale geçiş ile; demografik, coğrafi..vb. hedefleme ve ölçümlerin çok daha kolaylaştığı da bir gerçek. Eski usûl reklam içeriklerinde bile sosyal medya trafiğini artırmaya yönelik linkler..vs. bulunuyor. Gazete, dergi, sinema, el ilânı, açıkhava reklamlarında sosyal medya hesaplarını belirtmeyen kurum/ünlü gördünüz mü? Hatta kullanım şeklimiz o kadar değişti ki; SWOT, konumlandırma, rakip analizi gibi stratejik belgeleri bile bu kanalları tarayarak hazırlamaya başlar olduk.
Müşterilerimiz, geleneksel veya yenilikçi alanlarda, ürün üzerine zâten çokça konuşacaklar. Online geri bildirimlerde; bunu kontrol etme şansımız oldukça yüksek, gözlemleme ve etkileşim fırsatımız gibi. Tabii bu sizin marketing yetenekleriniz ile de doğru orantılı. Her operasyon gibi; burada da amaç kazanmak. Güven/itibar kazanmak, gelir elde etmek ve bunu bir döngü hâline getirmek. Sosyal medya bize güven/itibar kazanma fırsatı ve döngü yaratma şansı verirken [sürdürülebilirlik]; dikkat ederseniz gelir getirmiyor [Instagram store özelliği bu kapsama girmiyor]. Sosyal medya yalnız gelir elde edeceğimiz operasyonun başlangıcını tetikliyor [ki stratejik önemi de burada].
En yaygın kullanılan sosyal medya enstrümanları [küreselde] Facebook, Instagram ve Twitter olarak karşımıza çıksa da, hepsinin farklı dinamikleri, algoritmaları var. Yüklemeler sırasında tek kanaldan dağıtım bu yüzden hiçbir zaman sağlıklı olmadı. Ülkelerin kullanım alışkanlıklarına ve müşteri/misafir deneyimleri de bu tercihlere göre yaygınlaşıyor veya bazı alanlarda sıkışıp kalıyor. Hizmet alırken mutlaka üç büyükler dışında, kurumun ihtiyacına göre LinkedIn, Youtube, Tumblr, Pinterest, Snapchat, Vero, Google+..vb. kanalların da ihtiyacınız olan kanallar olup olmadığına dikkat edin. Zira bu bir meze tabağı değil. Hepsine göz dikmeyin. Güncel olacağından emin değilseniz “Bütün kanalları kullanmak istiyorum” anlayışı sizi popülerlikten ziyâde çöküşe götürüyor.
Bunu algılamakta hâlen zorlanan yöneticiler olduğunu görmek biz marketing profesyonellerini üzüyor ki; sosyal medya stratejisi de en az satış stratejileriniz kadar önemli. Yüklemelerinizin sıkıcı olmamasına, mümkünse emojiler ile desteklenmesine, anlaşılabilir ve kısa olmasına özen gösterin. Bu kadar yenilikçi bir mecrâda gelenekselleri yıkmak bile kural hâline gelmeli. Yer etiketi, yüksek çözünürlük ve 360• fotoğaflar, ilgili #hashtag’lerin kullanımı da bu alanda hedef kitlenize yetkinliğinizi gösterir, en çok bakılan ama konu ile alakasız otuz başlığın #hashtag’in görselin altına yapıştırılması değil. Web sitelerinin güvenilirliği azalmış, sıkıcı birer mecburiyet ve güncellemesi kısmen zor mecralar olduğunu unutmadan, sosyal medyayı yenilikçi bir operasyon kategorisinde görebilmeniz önemli.
Sosyal medya ve dijital reklamlar ile ilgili stratejinizi hazırlarken, dikkat edilmesi gereken en önemli şey, bunun bir stratejik belge olduğu. Kurumun SWOT, konumlandırma, gerekirse fizibilite çalışmalarını inceleyerek bu çalışmaların yapılması hayatî önem taşır. Bu stratejiyi dijital mecrâlar için oluşturabiliyorsanız ne mutlu size. Yok, olmuyorsa bir bilene danışın. Bu belgeleri size sormadan ve incelemeyi bilmeden yükleme yapmak için fiyat teklifi gönderenlere ise gülün geçin.
Kurumsal pazarlamanın satışçılar üzerine ‘yıkıldığı’ dönemlerde maliyet endişesi ile rüzgar, çalışanları öyle bir savuruyor ki, doğru-yanlış kavramları dahî birbirine karışıyor. Farkında değil misiniz? Mâliyeti yüksek diye kapıda güvenlik elemanı olmasın, resepsiyondan birine bu görevi verelim demiyorsunuz. Kuru temizlemeyi bizim kasiyer yapsın demiyorsunuz. Profesyonel fotoğraf çekimini aşçıya yaptıralım da demediğinize göre; grafik, sosyal medya gibi yüksek yaratıcılık gerektiren görevleri ve en stratejik analiz belgelerini neden satışçılara ‘kitlemeye’ çalışıyorsunuz? Profesyonel yardımın mâliyeti, kurumunuza sağlayacağı getirinin yanında çölde kum tanesi kalıyor. Aynaya baktığınızda boşluk görmüyorsanız, kurumunuzun aynası da boşluk göstermemeli.
Intangible [soyut] servisler ile tangible [somut] ürünlerin aynı kişilerce, aynı stratejilerle pazarlanmaması gerektiğine her fırsatta dikkat çekiyoruz. Henüz uluslararası çalışmalar bile çok yetersizken, ülkemizde konuya odaklanılmasından bahsetmek lüks kalıyor. Aynı yerde dönüp durduğunuzu hissettiğinizde nedenini düşünün, stratejilerin ne kadar kısır kaldığını…
Hâlâ algılanmasında çok büyük eksikler olmasına rağmen, vizyoner yöneticiler durumun önemini kavrayarak gerek kurumsal, gerek manevi destek olmaya çalışıyorlar. Açık fikirli olunduğu sürece dijital çalışmalar sektörlerde fark yaratıyor, ilgi çekiyor. Çünkü kesinlikle; reklamın ve pazarlama stratejisinin iyisi olduğu gibi, kötüsü, hatta daha kötüsü de var.