Geçtiğimiz hafta yayınlanan yeni tarayıcı fuzzify.me, Facebook reklamlarının kullanıcıları nasıl hedeflediğini gösteriyor. Chrome ve Firefox tarayıcılarıyla çalışan fuzzify.me, elbette ki Facebook reklam verenlerinin endişesi haline geldi. Becca Ricks, Joana Varon, Hang Do Thi Duc’ ın projesi olan fuzzify.me kullanımı da oldukça basit. Facebook’ta reklamların kullanıcıları nasıl hedeflediğinden, reklamları neden gördüğünüze dair bütün açıklamalar yer alıyor. Facebook’ta da yer alan “Bu reklamı neden görüyorum” butonundan aynı verilere ulaşılabiliyor ancak fuzzify.me ile bu işlem daha kolay hale gelmiş durumda. Ayrıca basit anlatımıyla Facebook’a karşı daha anlaşılabilir bir tutum sergiliyor. Tabii ki bu durum kullanıcılar için geçerli.

Fuzzify.me’ nin aslında bir araştırma projesi olarak başladığını söyleyen Joana Varon, reklam hedeflemeleriyle ilgili olan bir başka proje “Who Targets Me” ile birlikte yaptığı çalışmaları şöyle anlatıyor. Cinsiyetçi reklam hedeflemelerini araştıran Joana Varon, anne olmamış kadınlarda bile bebek ürünleri reklamı yapıldığını gözlemliyor. Bu hatalı reklam hedeflemelerinin karşısında Varon, “Who Targets Me” kullanan kadınlar iletişime geçtiğini ve kadınların söylemine göre bu hedeflemelerden kaçınmak için Facebook’ta cinsiyetlerini değiştirdiğini söylüyor.

The post Facebook Reklam Verenlerini Darlayan Eklenti; Fuzzify.me appeared first on On1Medya Reklam Ajansı | Grafik | Web | Tasarım | Sosyal Medya.

Kaynak: Instagram, Statista

The post Instagram 1 Milyon Kullanıcıya Ulaştı appeared first on On1Medya Reklam Ajansı | Grafik | Web | Tasarım | Sosyal Medya.

Son günlerde gündeme bomba gibi düşen Facebook’un veri skandalını duymuşsunuzdur. Bilgileri tazelemek gerekirse analiz şirketi Cambridge Analytica’nın Facebook için geliştirdiği bir uygulama üzerinden kullanıcıların verilerine kolaylıkla ve izinsiz ulaşabildiği ortaya çıktı. Sonrasında veri skandalı büyümeye devam etti. Verilerine erişilen kullanıcı sayısı gün geçtikçe artıyor. ABD’de 70 milyondan fazla kullanıcının bu durumdan etkilendiği ve toplanan verilerin 2016 ABD seçimlerinde kullanıldığı ortaya çıktı. Dava süreci ilerledikçe sadece ABD seçimlerinde değil birçok farklı alanda da kullanıldığı anlaşıldı.

Türkiye’deki kullanıcıların birçoğu durumun ehemmiyetini kavrayamamış ve skandalın ABD’yle sınırlı olduğunu düşünse de Türkiye’den 223 kişinin Cambridge Analytica’nın geliştirdiği uygulamayı indirdiği bilgisi de paylaşıldı.’Bizi ilgilendirmez, uygulamayı indiren düşünsün’ diyor olabilirsiniz fakat uygulama sadece indiren kişinin bilgilerini değil Facebook’daki tüm bağlantılarının kişisel verilerine ulaşabiliyor. Bu da demek oluyor ki Türkiye’den 234 bin 584 kişinin verilerine izinsiz bir şekilde erişilmiş. Hiç de azımsanacak bir sayı değil.

Facebook veri skandalı büyümeye devam ederken tartışılan diğer konu da ABD’deki veri koruma yasalarıyla ilgili gerekli tedbirler alınmış olsaydı sonuç aynı olur muydu?  25 Mayıs’ta yürürlüğe giren AB Genel Veri Yönetmeliği (GDPR) güzel bir örnek. Eğer ABD’de bu tarz bir yönetmelik olsaydı Facebook yetkilileri bu süreçte yaptıkları gibi verilerin izinsiz kullanılmasına göz yumup, benzer anlaşmalar yapmaya devam edebilir miydi?

Veri skandalı nedeniyle Facebook’a duyulan güvenin sarsıldığı düşünülse de yayınlanan son raporlara göre ekonomik olarak etkilenmiş görünmüyor. Yılın ilk 3 ayındaki veriler geçen yıl aynı dönem verileriyle karşılaştırıldığında karını %63 arttırmış. Aylık aktif kullanıcı sayılarında da hatrı sayılır bir artış söz konusu; aylık 2 milyar 200 milyon aktif kullanıcıya ulaşılmış.

Konuyla ilgili ABD Kongresi’nde ifade veren Facebook’un kurucusu ve yönetim kurulu başkanı Mark Zuckerberg, “Benim hatamdı özür dilerim. Facebook’u ben başlattım, ben işlettim ve burada olanlardan ben sorumluyum” şeklinde konuştu.

Facebook emsal bir ceza alır mı? Şirketin kaderini ne kadar etkiler? Bu sorularımızın cevaplarını ilerleyen günlerde öğreneceğiz.

Siz yine de bir uygulama indirdiğinizde verdiğiniz izinleri gözden geçirin derim.

The post Facebook’ta Veri Skandalı appeared first on On1Medya Reklam Ajansı | Grafik | Web | Tasarım | Sosyal Medya.

Nielsen raporuna göre Facebook’un organik erişimi 2017’de %0,5’e düştü. Demek ki sayfanızda sponsorlu gönderi çıkmadan takipçilerinizin ancak bu kadarına erişebiliyorsunuz. Organik erişim düşerken Facebook reklam gelirleri de aynı oranda artıyor. Takipçisine organik olarak erişemeyenler reklama yatırım yapmak zorunda kalıyor.

Bu durumda ayrıntılı hedeflemelerimize yönelmek sanıyoruz markalarımızı da müşterilerimizi de daha mutlu edecek. Hedef kitlemizi segmentlere bölerken ortak özellik ve davranışlarına göre bölmek gerekiyor. Bu segmentlerin her birine uygun içeriklerin ve uygun kanalların belirlenmesi ve tabii ki sponsorlu gönderilerle rotayı çevirmek gerekiyor.

Örneğin yeni ulaşmak istediğimiz kitleye markayı tanıtmak, tanıyanlara markayı seçmelerini sağlayacak fırsatlar sunmak ve hali hazırdaki kitleye de yeni fırsatlar sunmak olabilir.

Bu sırada sadece dijitaldeki sosyal medya platformlarına takılmak da yersiz. Dijitalde web sitesinin ve SEO yapılandırmasının da çok önemli olduğunu unutmayalım. SEO marka bilinirliğini artırırken Google tool’larla online olan her yerde kullanıcının karşısında olunabilir.

Blogger’lar, fenomenler, video içerik üreticilerinden destek alınabilir.

Tüm bunların ölçülebilir olduğunu ve raporlanması gerektiğini de unutmayalım.

Dijitalde bir işe başlamadan önce kitlenin ne kadarının çevrimiçi ve çevrimdışı olduğunu iyi bilmek gerekir. Belki de markaya en uygun mecra sinema olacaktır. Buna markanın tek başına karar vermesi neredeyse olanaksızdır. Unutmayalım ki bu profesyonel bir pazarlama bakış açısı isteyen bir konu. Markaların mutlaka ajanslardan destek alması, strateji, tasarım, içerik ve pazarlama eğrisinde ajans liderliğinde ilerlemesi gerekmektedir.

Kaynak: serhatbicakci.com, Statista, Facebook

The post Dijital İletişimi Kişiselleşiyor appeared first on On1Medya Reklam Ajansı | Grafik | Web | Tasarım | Sosyal Medya.

Günlük aktif kullanıcı sayısı olarak; Instagram Stories 300 milyon, WhatsApp Status 450 milyon ve Snapchat ise 191 milyon kullanıcıya sahip. Facebook Stories hala 150 milyonda olsa bile yakında diğerleri gibi Snapchat’i geçeceği konuşuluyor.

Kaynak: Statista

The post Kopyası Aslını Yaşatmadı – Facebook’un Snapchat Esinlenmesi appeared first on On1Medya Reklam Ajansı | Grafik | Web | Tasarım | Sosyal Medya.

Kişisel verilerin gizliliği, son dönemin en çok tartışılan konularından biri. Ülkemizde de son dönemde bu konuda “Kişisel Verilerin Korunması Kanunu” çerçevesinde birtakım yasal düzenlemeler yapıldı ve şirketler, kullanıcılarına verilerinin yasa çerçevesinde kullanılacağına dair bildirimler ve sözleşmeler gönderdiler. Ancak bu konularda az çok fikri olan kişiler bunun bir çözüm olmadığını biliyorlar. Facebook‘taki Cambridge Analytica skandalı bunun en ciddi örneklerinden biri. Zaten asıl problem yerel olarak faaliyet gösteren şirketler değil, Facebook ve Google gibi global teknoloji şirketleri.

Stanford Üniversitesi‘nde görev yapan Dr. Michalek Kaczynski, geçtiğimiz sene CeBIT Global Conferences etkinliğinde gerçekleştirdiği sunumda dijital dünyadaki gizliliğe aslında çok önemli bir açıklama getirmişti. Konuşmasının başında interneti ve diğer dijital servisleri kullanırken ardımızda muazzam miktarda parmak izi bıraktığımızı ifade eden Dr. Kaczynski, akıllı telefonların sürekli olarak konumumuzu, diğer insanlarla olan iletişimimizi ve web tarama aktivitelerimizi kayıt altına aldığına dikkat çekerken yeni akıllı telefonların kalp atışlarımızı bile ölçümleyebilen oldukça hassas sensörlere sahip olduklarını ifade etti.

Dr. gerçekleştirdiği sunumda, internet ortamındaki gizlilik konusunda son dönemin en çok tartışılan platformu olan Facebook ile alakalı çok önemli bilgiler paylaştı. Zaten halihazırda Facebook’un arkadaşlarımızı, beğendiğimiz ve takip ettiğimiz sayfaları, hatta mesajlarımızı bile takip ettiğini tahmin ediyorsunuzdur. Ancak bu kadarla da sınırlı değil. Dr. Kaczynski’nin belirttiğine göre, Facebook Messenger‘a bir mesaj yazdığınızda, bu mesajı karşınızdaki kişiye göndermeseniz bile, bu mesaj kayıt altına alınıyor.

Facebook Beğenilerinin Sayısı Arttıkça Kişisel Özellikleri Tahmin Etme Doğruluğu da Artıyor Facebook’un beğenilerimizden bizim politik görüşümüz, inancımız ve bizimle ilgili daha birçok şeyi anlayabildiğini belirten Dr. Michalek Kaczynski, birkaç yıl önce bu hipotezi test etmek için Cambridge Üniversitesi’nde büyük çaplı bir araştırma yaptıklarını söyledi. Dr. Kaczynski’nin bahsettiği bu araştırma kapsamında Facebook profil verilerini paylaşmaya razı olan 3 milyondan fazla insan bulunmuş. Sonrasında bu kullanıcıların Facebook profillerindeki bilgileri bir araya getirmek için makine öğreniminden yararlanılmış. Ve bu araştırma kapsamında sadece Facebook beğenileri kullanılarak bu kullanıcıların kişisel özellikleri tahmin edilmiş. Sonuç olarak bu şekilde kullanıcıların kişisel özelliklerinin %95 doğrulukla tahmin edilebildiği ortaya çıkmış.

Dr. Michael Kaczynski’nin ifade ettiğine göre, internette paylaştığımız yüzlerce ya da binlerce çok küçük bilgi parçacığı, bir algoritma tarafından profilimizi oluşturmak üzere kullanılıyor. Algoritmalar sadece Facebook beğenileriyle değil, kullandığımız dil ve internet aramalarımız aracılığıyla da kişisel özelliklerimizi tespit edebiliyor. Hatta yüzümüz bile kişisel özelliklerimizi tespit etmek için kullanılabiliyor.

İnterneti kullanırken sürekli olarak veri ürettiğimizi ve algoritmaların, bu verileri kullanarak kişisel özelliklerimizi belirleme konusunda her geçen gün daha iyi bir hale geldiğini ifade eden Dr. Kaczynski, bundan sonrası için “Mahremiyetimizi sürdürmek, gerçekten zor olacak.” diyor. Kendisinin belirttiğine göre, verilerinizi herhangi bir uygulamayla paylaştıysanız, verilerinizin çalınması, kötüye kullanılması, hatta çoğu durumda tamamen resmi olarak satılması oldukça olası bir durum.

Dr. Michalek Kaczynski, bu durumla ilgili olarak “Hizmet için ücret ödemiyorsanız, bir ürünsünüzdür.” diyor. Dr. Michalek Kaczynski, konuşmasının son bölümünde ise insanlara verileriniz üzerinde tam kontrol yetkisi verirseniz ve bu insanlar, verilerinizi artık Facebook ile paylaşmamaya karar verirlerse, bu iş modelinin yürümeyeceğini ve şu anda kullandığımız birçok ürünün ortadan kalkmak zorunda kalacağını belirtti.

Dr. Michalek Kaczynski’nin CeBIT Global Conferences’ta gerçekleştirdiği sunumun tamamını buradan izleyebilirsiniz.

Kaynak : Pazarlamasyon

The post Facebook Beğenilerimiz Aracılığıyla Karakter Analizimiz Nasıl Yapılıyor? appeared first on On1Medya Reklam Ajansı | Grafik | Web | Tasarım | Sosyal Medya.

Aralık ayında, özellikle 13 yaşın altındaki kullanıcılar için tasarlanmış yeni bir görüntülü sohbet ve mesajlaşma uygulaması. Messenger Kids’i piyasaya sürdü . Uygulama bir telefon numarası veya Facebook hesabı gerektirmiyor. Çocukların ebeveynleri tarafından önceden onaylanmış arkadaşlar ve aile üyeleri listesine bağlanmalarına izin veriyor.

Facebook

Facebook’un kendisi 13 yaş ve üstü katı bir yaş sınırına sahiptir (genç çocuklara ait hesaplar silinir). Ancak gençlerin gizlilik ve refahlarını korumaları için okullarla birlikte çalışıyor.

“Bugün çocuklar, dijital teknolojiye eşi benzeri görülmemiş bir erişime sahipler ve okullara ve ebeveynlere orta okul çağında [13-18 yaşları arasında] başlamak için onlara destek vermek için daha fazla yardım ve uzmanlık vermeye kararlıyız”, Antigone Davis, Facebook Güvenlik Başkanı söyledi.

Bu günlerde çocuklarımızı korumak için elimizden geleni yapmaktayız. Bu tip uygulamalar sayesinde bir nevi içimizin biraz daha rahatlamasını sağlayabiliriz.

Çocuklar için sosyal medya uygulaması büyük ihtimalle tüm ebeveynleri sevindirecek tarzda bir uygulama. Uygulama detaylarına baktığımızda direk çocuklarınızın sizden gizli girişlerini engelliyor. Uygulama üyelik aşamaları da sizin doğrultunuzda yani onayınıza göre ilerlemektedir.

Arkadaşlarına kadar sizin seçebiliyor olmanız bu denetimin ne kadar sıkı olabileceğini bizlere kanıtlıyor.

The post Çocuklar için sosyal medya appeared first on On1Medya Reklam Ajansı | Grafik | Web | Tasarım | Sosyal Medya.